İlkbahar gibidir Prag, bazen karşınıza sıcacık çıkar; gezdikçe daha çok gezmek, daha çok keşfetmek istersiniz. Her köşe başında sizleri bekleyen süprizler, buram buram tarih içinizi ısıtır. Bazen de soğuk bir rüzgar gibi yüzünüze çarpar, istemez sizi; eski doğu blokunun tüm hırçınlığını gösterir. Sokaklar üstünüze gelir, kaybolursunuz ve bir türlü çıkamazsınız.
“Bu gece de sana mutlu uykular dilerken her şeyimi sana veriyorum bir solukta. Benim mutluluğum sende erimektedir.” der Franz Kafka, Prag’ı bizlere anlatırken. O mutluluğu bir nebze olsun yaşamak için, uzun bir hafta sonunu ayırabilirsiniz Prag’a.
İşte sizi bekleyenler:
*Charles, Çarls yada Karluv. Hepside aynı aslında. 1400’lerde inşaa edilmiş müthiş bir köprü. Biraz erken uyanıp, sabah gün doğumunda gitmek gerekli. Ozaman daha bir muhteşem. Üzerindeki Osmanlı heykelini görmeden, kralın kıskançlağı yüzünden, köprüden aşağı atılan rahibin hikayesini dinlemeden dönmeyin.
* Euro geçmiyor, para birimi olarak kron kullaniliyor . Aman para bozdururken dikkat. Özellikle turistik yerlerde, döviz bürolarında para bozdururken, panoda yazıyor bile olsa kuru öğrenin ve ona göre bozdurun.
*Biranın başkentidir Prague. 300den fazla bira imal ediliyor şehirde, sudan da ucuz. Gerçekten ucuz, bir şişe suya vereceğiniz parayla, iki şişe bira içersiniz.
* Yahudi mahallesini ziyaret edin, bizde olmayan Getto ne demek, bir halk nasıl aynı yerde doğar, yaşar ve ölür, zorla nasıl yurtlarından alınıp ölüme götürülür. Bunları canlı tanıklarından dinleyin.
*Yukarı bakın! Prag’da gezerken çatılarda asılan birçok heykel ve sanat eseri ilginizi çekebilir. Özellikle eski şehirde gezerken bunlara rast gelebilirsiniz.
* Einstein ile kahve için! Şehirde irili ufaklı birçok kafe sizleri bekliyor. Soluklanıp kahvenizi yudumlayacağınız mekanların başında Cafe Louvre olmalı. Einstein ve Kafka bu cafenin devamlı müşterileriymiş. Benim favorim sıcak çukulataları. Adresleri, Café Louvre, Narodni 22, Prague, Czech Republic
*Karlovy Vary sizi bekler. Unesco dünya kültür mirası listesindeki bu şirin kasaba, Prag’a yalnızca 120 km uzaklıkta. Kaplıcalarıyla ünlü bu şehri mutlaka ziyaret edin.
*Demir perdenin bit pazarı; Kolbenka. Şehir merkezinin hemen dışında kurulan bit pazarında, eski şapkalardan, saatlere, ikinci dünya savaşından kalma madalyalardan, antikalara kadar birçok şey sizleri bekliyor. Hergün kuruluyor pazar ama hafta sonları daha canlı.
*Patates çorbası yemeden dönmeyin. Yuvarlak somun ekmeğin içinde servis ediliyor. Tadı ise muhteşem bir çorba. Kesinlikle deneyin, özellikle soğuk günlerde içinizi ısıtır.
Ara sokaklarında kaybolacağınız, kalesini ziyaret ederken orta çağa döneceğiniz, kendinizi Kafka’nın kitaplarının içinde hissedeceğiniz Prag, sizleri bekliyor. İster sabahlara kadar bira içip eğlenebilirsiniz, isterseniz nehirde tekne ile gezebilir, sokaklarında tarihi soluyabilirsiniz. Prag, eski bir dost gibi, kapısı daima sizlere açık, bekliyor.